Küçükbük Koyu

Küçükbük‘e geldiğinizde birçok farklı hisle karşılaşabilirsiniz. Bu hislerden en yoğunu ise sanki Bodrum’da değilmişsiniz hissiyatıdır. Çünkü, Küçükbük’e gelindiğinde 80’li yıllardan kalma ufak bir sahil kasabasındaymışsınız hissinin uyandığı söylenebilmektedir. Sahil kenarındaki mekanları, yazlık gazinosu tadında noktaları, salaş, sakin ve samimi ortamıyla eşsiz duygular yaşatmaktadır.

Nitekim etrafınızdaki ahbap yazlıkçılarıyla da tam bir sahil kasabası esintisi sunan Küçükbük’te, yazlık balkonlarında veya kahvehane tarzı yerlerde tavla-okey oynayan insanlara da rastlamak mümkündür. Ayrıca, yılın 8 ayını burada geçiren yazlıkçılarda şehrin stresinden ve endişesinden uzak olduğu için Küçükbük’ü tercih ettiklerini ve burada mutlu olduklarını ifade etmektedirler.

Yerlisinden dinlenmesi gereken birkaç eski Küçükbük rivayeti bulunmaktadır ve her bir rivayet oldukça romansı bir yapıya sahip olmaktadır. Eskiden sadece balıkçı ve süngercilerin dinlenmek için uğradıkları bir yer olan Küçükbük’e Gündoğanlılar hayvanlarını otlaması için bırakırlarmış, o zaman buralarda hiç ev yokmuş ve aslında tam olarak romanlardaki ıssız bir sahil kasabası perspektifi çizmekteymiş. Ancak, şimdi durum o kadar naif olmamakta ve sahil şeridinde apart, restoran gibi yapılar bulunmakta ama bu yapıların azlığı hala 80’li yıllardaki sahil kasabası imajını bir nebze de olsa korunmasına yardımcı olmaktadır.

Küçükbük Koyu’nda Yapılabilecekler

Küçükbük’te yapılacaklar arasında ilk gidilmesi gereken yerlerden biri de Muhtar’ın Yeri olarak adlandırılan mekândır. Bu mekân Küçükbük’ün en eski ve en ünlü noktalarından biri olarak kabul edilmekte ve bu nedenle de kesinlikle gidilmesi, görülmesi gereken yerler arasında üst sıralarda bulunmalıdır.

Küçükbük Koyu’nda gündüz güneşlenilen iskelesine, gün batımı saatleriyle birlikte rakı masaları atılınca da Küçükbük rakısı en yakın zamanda yapılacaklar listenizde yer alması gereken önemli bir madde olmaktadır.  Bunun yanı sıra listeye bir de tekne turu eklemek isterseniz, iskeleden kalkan teknelerin Tavşan Adası‘na mutlaka uğradığını ve güzergâh olarak ise ya Yalıkavak tarafındaki Paşa Limanı, Piyam Koyu gibi duraklara; ya da Türkbükü yönüne, Akvaryum, Hattat ve Cennet Koyu‘na gittiğini hatırlatmakta fayda bulunmaktadır.